2 Mayıs 2015 Cumartesi

Sessizliğin Müziği - Patrick Rothfuss


  Çook uzun zamandır yoktum çünkü canım kitap okumak istemedi. İki kitaba başladım ve devamını getirmeden bıraktım. Baktım olmuyor zorlamayım dedim. Ama bugün çok uzun zamandır heyecanla çıkmasını beklediğim bir kitap elime ulaştı. Madem çok uzun zamandır çıkmasını bekliyordum neden daha önce almadım ? Kitaplarla o kadar ilgisizdim ki İzmir kitap fuarından kulak kanseri olma riskine göğüs gererek canlı yayın yapan Esma (tanımazsınız) olmasa kitabın varlığını bile unutmuştum. Aslında öyle kalsa da olurmuş. Bana standdaki kitapları sayarken söylediği "Sessizliğin Müziği" anında kafama dank etti ve o gün sipariş etmiştim.

  Donanımhaberde sanırım yaklaşık 3 yıldır Kral Katili Güncesi serisinin reklamını yapıp sayısız kişinin bu seriyi tanımasını (artık bıkmasını) sağladım diyebilirim. Ne mutlu ki birçok kişi de edinip sevdi ve bunu belirtti. Ama Patrick bu kitabıyla beni gerçekten üzdü. KKG okumadıysanız zaten bu kitapla işiniz yok ama KKG okuduysanız bile aslında bu kitapla pek işiniz yok. Ha güzel yönü yok muydu ? Vardı tabi ondan da bahsederiz ama önce bu kitap neden kötü ?

  Arkadaşla bu kitapla Auri'nin Auri oluş hikayesini öğreneceğini sananlarınız varsa (bkz:ben) maalesef yok öyle bir dünya. Auri'nin günlük yaşayışından birkaç günü anlatan birnevi 3. ağızdan yazılma bir günlük diyebilirim. Kvothe ile tanışık olduğu zamanda geçiyor bu birkaç gün. Auri'nin karakterini, düşünme şeklini kavramamız açısından tamam güzel. Auri'nin ne kadar takıntılı bir zırdeli olduğunu daha iyi görebiliyoruz. Ama kitapta hikaye olmaya değecek bir şey yok. Aslında yazar bunu önsöz ve kapanışta belirtmiş. Kitabı yayınlatmak için yayıncıya göndereceğinde bile utanarak göndermiş zira o da farkında bunun bir hikaye olmadığının. Ama neticede sevilmiş ve yayımlanmış. Arkasında da Patrick Rothfuss gibi bir yazar olunca tabii ki yayımlanacak. Ama gerçekten bomboş bir kitap. Aurinin "şey"lerine olan aşırı tutkusu ve onlara adeta bir sevgili gibi davranışı korkutucu. 

  Aslında yazar "dünyayı farklı görme" kısmı ve "isimler (sanırım isimler diye geçiyordu değil mi ?)"in önemini bize derin bir şekilde kavratmak için böyle bir yola başvurmuş sanırım. "Rüzgarın Adı"nı hepimiz biliyoruz ve isimlerin öneminin de farkındayız. Ama sadece bunun üstüne bir kitap yazıp herkesin merak ettiği Auri karakterinin geçmişi veya Kvothe'ye olan bağlılığının nedenini göremememiz gerçekten çok saçmaydı. Kitapta hiçbir şey olmaması zaten saçmaydı. Bu bir kitap olabilir mi onu zaten anlayamadım da. 

  Benim gibi bir KKG hastasını bu derece hayal kırıklığına uğratabileceğini bilmiyordum yazarın ama umarım ishal falan olur ne diyeyim ölmesin KKG 3 çıkana kadar.

  Ha bahsetmeden geçmeyelim kitapta mükemmel illüstrasyonlar var. Oldukça sık bir şekilde kullanılmış kitabı daha çekilebilir kılan güzel detaylardandı. Ayrıca kapak zaten mükemmel bir tasarıma sahip, sadece görsel zevk için bile alınıp baş köşeye konulabilir.

3/10 (1 puan kapak,1 puan illüstrasyon,1 puan Auri'nin ruh halini kavramamızı sağladığı için)

3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Auri çok farklı bambaşka bir karakter. Yalnızlığını hayallerle doldurması, kendine özgü o dünyası. Kvothe'nin etrafındaki kadınlar arasında en masumu oluşuyla eşi başka kitaplarda hiç bulunmayan bambaşka bir karakterdi. Bunu iki kitap arasında okumuştum tam da dayanamayıp. Yerinde de oldu. Çok hızlıca bitirdim iki kitabı da. Karakterlerin hepsine ayrı ayrı bayıldım. Özellikle Kvothe'nin hayatına girmiş kadınlar ayrı bir güzeldi dediğim gibi.

    http://kanvekuller.blogspot.com.tr/2016/02/1q84-haruki-murakami-kralkatili-guncesi.html

    YanıtlaSil