12 Haziran 2014 Perşembe

1Q84 - Haruki Murakami

  
  Geçen seneden beri hep aklımın bir köşesinde yer etmişti bu kitap.Bir arkadaşın vesilesiyle ekitap versiyonunun elime ulaşmasıyla başladık kitaba.Doğan Kitap gayet yerinde bir kararla basılısından birkaç lira fazla fiyat biçse de ekitap versiyonunu sürmüş piyasaya reader sahipleri için güzel bir haber zira kitap 1256 sayfalık ciltli bir canavar.Tuğla yanında narin kalıyor D&R'da gördüğüm kadarıyla.

  Neyse biraz da kitaptan bahsedelim.Kitap George Martin'in ASOIAF serisindeki gibi bölümlere ayrılmış.Onun belki kitap başı 10 karakterle yaptığını Murakami 3 karakterle sınırlamış.Her bölüm sırayla bir karakterin gözünden olaylara bakıyoruz.Detaylara fazla girmeden tanıtacak olursak ilk karakterimiz Aomame isimli bir seri katil ablamız(bakmayın çok iyidir).Diğer karakterimiz Tengo isimli bir matematik öğretmeni/yazar.Diğeriyle daha sonra kendiniz tanışırsınız.Karakterleri özellikle belirtmemin sebebi kitabın en iyi yanını oluşturmaları.Belki de karakterleri bu denli sevmesem kitap hakkındaki görüşlerim olumlu olmayacaktı.

  İsmi görünce George Orwell'in 1984 isimli eseri gelecektir aklınıza.Zaten bu kitaptan yola çıkıp yazmış kitabı.O kitapta gördüğümüz ulusal çapta komunist düzen bu kitapta küçük bir köye indirgenmiş ve olayların iskeletini bu grup oluşturmuş.Aynı zamanda direk yazar ve eser hakkında bolca bilgi,tartışma geçiyor karakterler arasında.Yani sık sık George Orwell'i anacaksınız.Yazar sadece onunla da sınırlı kalmayıp daha birçok yazar ve eser hakkında gerek ufak bilgiler gerekse kitaplardan birebir 1-2 sayfalık alıntılar yapmış.Bu uzun alıntılar tamamen eserle alakasız şeyler olduğundan (karakter o an kitap okuyor) bu kısımları ünlü bir yazarın şımarıklığı olarak görüyorum.Kitabın hacmini etkileyen bir diğer şey karakterler üstünde çok fazla durulması.Şöyle ki karakterlerin psikolojileri,geçmişleri,şuanki durumları,çevreleriyle ilişkileri(utanmasa mahalledeki sütçüye varana kadar) üzerine çok çok detaylı durulması.Gerçekten bu kadarının gereksiz olduğunu okurken göreceksiniz.Roman genel olarak durağan bir yapıda ilerliyor ve yukarıda saydığım birkaç şey romanın belli bir kısmının okumasını oldukça zorlaştırıyor.Yazar karakterlerle ilgili birçok şeyi tekrar tekrar sunarak yine romanı kabartmış.

  Bu kitabın ilk yarısına dokunmayıp sonunu 200 sayfalık bir çözüm bölümüyle neticelendirse şuan size "Hepiniz kesinlikle okuyun" derdim ama cesaret edemiyorum.Yukarıdaki görüşlerime rağmen ben kitabı beğenerek okudum.Özellikle ilk yarısını çok sağlam buldum.Durağan ilerlese de mistik gizemler çok iyi sunulmuş.Romanın kendi dünyasına has kavramlar oldukça ilginç ve kendine bağlıyor.Fukaeri isimli kitabın fantastik ve alegorik yanını temsil eden karakter de romanı sevdirmede büyük rol oynuyor.Kitabın odak noktası bu fantastik kısımlar ve aşk üzerinde.Aşk dediysel Gerritsen romanlarındaki gibi sulu bir aşk değil beni bile meraklandıran bir yapıda yumuşak bir şekilde bıktırmadan sunularak ikinci yarının okunmasını sağlıyor.Mobil olduğumdan uzatmayacağım kitabı sabırlı insanların seveceğini düşünüyorum ve alakasız kısımlarına rağmen yine olsa yine bir on günümü ayırır okurdum.

8.5/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder